Öne Çıkanlar yunus mallı türkiye Tanap ıkby İBB İHRAÇ

Eski Rus ajanın itirafları şok etti!
Gazeteci - Yazar Zihni Çakır, İstanbul Sultanahmet'te gerçekleşen terör eylemini konu aldığı bugünkü köşesinde bir Rus ajanın itiraflarına yer verdi.

İŞTE O YAZI;

Dünyada, diplomasi seçeneklerinden biri de “terör” olan iki ülke var; bunlar İsrail ve Rusya…

Sıkışmışlık sendromuna kapıldıkları her konjonktürün kilidini, organize ettikleri terör saldırılarıyla açmaya alışkın iki ülke Rusya ve İsrail.

İsrail'in, bölgede sıkıştığı ve uluslararası toplum nezdinde itibar kaybına uğradığı dönemlerde, bu netameli süreci çeşitli terör saldırılarıyla aştığının örnekleriyle dolu arşivler.

Rusya için de benzer bir durum söz konusu. Bu ülkenin, Çeçen direnişçilerle mücadele süreçlerinde yaşanan terör eylemlerindeki elini bilmeyen var mı?

Bunun yanında, Rusya'nın, Ukrayna, Kırım ve son olarak Suriye politikaları nedeniyle çatıştığı AB ve batıyı esir almak için Paris saldırılarında rolü olduğunu bu sütunlarda, 25 Kasım günü “Rusya'nın Terör Diplomasisi” başlığıyla kaleme almıştım.

Avrupa'yı Paris saldırılarıyla esir almayı başaran Rusya'nın, küresel sistemin kendini yenilemek için seçtiği Ortadoğu ve bilhassa yanı başımızda, Suriye'de etkin olmak için önünde tehdit olarak gördüğü Türkiye'yi de terör diplomasisi ile esir almaya çalışabileceğini, bunun için de batıda İstanbul doğuda da Gaziantep'e dikkat edilmesi gerektiğini yazmıştım.

Bu yazımda, Rusya'ya işaret etmem üzerine muhalefetteki Rusçuların itirazları ise, Aralık ayı sonunda Rus Federal Security Service (Federal Güvenlik Servisi) eski üyesi ajanın, “Yevgeniy” takma isimle Ukrayna TV'lerine yaptığı itiraflarla susmuştu.

Ajan Yevgeniy, Paris Patlamalarından ve hatta Londra'daki saldırılardan Rus Gizli Servisi'nin bilgisi olduğunu itiraf etmiş, “İçine sızdıkları terörist gruplara finansal destek de sağlayan Rus gizli servis üyeleri, bu şekilde itibarlarını da yükselterek, örgüt hiyerarşisinde yükselmeyi başarıyorlar” ifadelerini kullanmıştı.

Rus ajanlarının kontrolü altındaki örgüt üyeleri sorulduğunda ise ajan “Yevgeniy”şu şok eden ayrıntıları aktarmıştı:

“Hizbullah'ın güvenlik şefinin oğlu ve iki yeğeni...

Bir dönem Moskova'da yaşayan bu kişiler şu anda Avrupa'da yaşıyorlar ve Rus gizli servisi Arap-Lübnan hücresini bunları aracılığıyla yönetiyor”.

Ajan “Yevgeniy”, eski Baas rejimi üyelerinin ve Irak ordusu komutanlarının, El Kaide örgütünün dağılmasının ardından DAEŞ örgütünün oluşumunda rol oynadıklarını da iddia ettiği itiraflarında, bu isimlerin neredeyse tamamının Rus eğitim kurumlarından mezun olduklarına da işaret etmişti.

Rus ajanın bu itiraflarından sonra, Suriye politikasını bölgedeki terör gruplarıyla işbirliği içerisinde yürüten Rusya'nın, bu gruplar içerisinde yer alan DAEŞ ve PKK'yla irtibat kurmadığını söyleyemeyiz. Gerek PYD gerekse PKK yöneticilerinin bölgedeki Rus yetkililerle irtibat halinde olduğunu, sadece silah ve mühimmat değil eğitim ve koordinasyon amaçlı eleman desteği sunduğu istihbarat raporlarına defalarca yansıdı.

Tam bu aşamada, Türkiye'nin tezlerinin batı tarafından geç de olsa doğru kabul edilmeye başlandığı, yine Türkiye'nin PKK ve PYD'nin Rusya'nın da hedefi olan Kürt koridoru açmaya yönelik planlarını bozan örtülü operasyonlarının yoğunlaştığı bir dönemde, İstanbul'da Sultanahmet'te meydana gelen patlama kendi başına bir terör eylemi olarak sınırlandırılmamalı.

Bu eylemin arkasında Rusya'nın Ortadoğu ve Suriye politikasındaki sıkışmışlığın sebebi saydığı Türkiye'yi terörle esir almaya yönelik diplomasi hamlesi olduğu göz ardı edilmemeli.

Patlamanın faili ister PKK çıksın ister DAEŞ; artık konvansiyel terörün iki aktörü olan her iki örgütün küresel sistemin yenilenme süreci için seçilmiş taşeronlar olduğu, Rusya'nın bölge politikalarının terör diplomasisi ayağında kullandığı en önemli iki maşanın da bu örgütler olduğu dikkatten kaçırılmamalı.

Zannedersem ancak bu durumda, Sultanahmet patlamasının arka planını çözmek kolay olacak, olası patlamalarla ilgili önleyici istihbaratta başarı sağlanabilecektir.

Aksi halde, ülkeyi ve toplumu terörle esir almak isteyen diplomasi galip gelir ki, bu bölgeye dair tüm stratejik derinliğimizi sığlaştırmak demektir.

Zihni Çakır / Yeni Söz 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.