Öne Çıkanlar rusya haber abd ferhat yüksel terörist başı

Gizli güç hep arkasındaydı

1960’tan bu yana FETÖ hakkında yazılan raporlardan neredeyse tamamı sümenaltı edilse de kalan belgeler, Gülen’in daha askerlik döneminde başlayan garip ilişkileri, Mason teşkilatları ile bağlantılarını ortaya çıkardı. Belgeler Gülen’in, bu bağlantılar üzerinden Moon tarikatı, MOSSAD ve CIA ile irtibatları, gençlik döneminden itibaren bir proje olarak yetiştirilip hazırlandığını gösterdi.

Türkiye,16 Temmuz 2016 sabahı hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir güne uyandı. Ülkeyi bir ahtapot gibi saran, yüz binlerce insanı dinleyen, fişleyen, cezaevine atan, Emniyet, TSK içinde örgütlenen, haraç kesen, mahremleri gözetleyen hatta faili meçhul cinayetlere adı karışan kirli örgüt Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) ele başı Fetullah Gülen'e biatlı askerler namlularını halka çevirdi.

Yeni Şafak, Türkiye'yi gözünü kırpmadan satabilecek bu örgütün ele başı Gülen'i büyüten eski Türkiye'nin vesayet odaklarının kozmik odalarını mercek altına aldı. Terörist başı Gülen ve örgütü hakkında 1960'tan itibaren pek çok istihbarat raporu yazıldı. Ancak bu raporların neredeyse tamamı sümenaltı edildi. Bunların içinde dönemin CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'le ilişkilerini gösterenler bile vardı. Yeni Şafak'ın ulaştığı o raporlar, Gülen'in Gülek üzerinden Mason örgütleriyle kurduğu ilişkiyi tüm ayrıntılarıyla açıklıyor.

GÜLEN'İN HIRSINI KEŞFETTİLER

Eski Türkiye'nin karanlık dehlizlerinde ilerledikçe FETÖ ele başı Gülen'in daha askerlik döneminde başlayan garip ilişkileri, Mason teşkilatları ile bağlantıları, bu bağlantılar üzerinden Moon tarikatı, MOSSAD ve CIA ile irtibatları, gençlik döneminden itibaren bir proje olarak yetiştirilip hazırlandığını gösteren bilgilere ulaşıldı. Gülen'in 1990'lı yıllarda istihbarat raporlarına yansıyan 'kendi hocasını Jandarma'ya ihbar edecek kadar gözünü karartan hırslı kişiliği'nin karanlık örgütlerce daha çocukken keşfedildiği görüldü.

ESKİ TÜRKİYE'NİN MUHBİRİ

Belgeler kullanışlı bir dini cemaat lideriyle kendilerini gizleyen eski Türkiye'nin karanlık yapılarının gücü ve ilişkilerini de deşifre etti. Gülen'i dünya Mason teşkilatlarıyla, Moon tarikatı ve CIA ile tanıştıran kişi olduğu iddia edilen eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile masonluk ilişkisi de gün yüzüne çıkmış oldu.



İSTİHBARATI KİM SÜMENALTI ETTİ?

Ulaşılan belgeler, Fethullah Gülen'in hayatının henüz emeklemeye başladığı günden itibaren didik didik edildiğini ve hakkında onlarca istihbarat dosyası hazırlandığını gösteriyor. Asıl dikkat çekici olan ise tüm bu raporların bir şekilde sümenaltı edilmiş olması.

Gülen'e devletin son 15 yılda göz yumduğu iddiasını boşa çıkaran raporlara ve belgelere göre Başbakanlar, Bakanlar, Genelkurmay Başkanları, MAH, MİT gibi istihbarat örgütleri de dahil olmak üzere devlet bürokrasisinin her kademesine sızan mason örgütlenmeleri Gülen'in faaliyetlerini gizlemeyi ve Gülen'i korumayı başardı.

CIA'nın oyuncağı

Fethullah Gülen ve Kasım Gülek anlatıldıktan sonra Moon tarikatına geçilen raporlarda bu üç başlığın arka arkaya gelmesi oldukça dikkat çekici. Bu başlıkların niçin peşpeşe sıralandığı ise bir sonraki bölümde açıkça ortaya seriliyor. Önce rapordaki Moon tarikatı başlıklı bölüme bakalım: “Kurucuları özünde Budist olan sonradan papazlığı tercin eden Sung Myung Moon Kuzey Kore'den kaçarak Günel Kore'ye yerleşti ve Moon tarikatını kurdu. Tarikatın resmi adı Birleştirme Kilisesi'dir. 1951'de ABD'nin müdahalesinin hemen ardından kurulmuştur. Birleştirme Kilisesi o kadar faal ve etkileyici çalışmıştır ki, Güney Kore nüfusunun yüzde 45 ile 50'sini Budistlik'ten Hıristiyanlığa devşirmiştir. Moon tarikatı lideri 1959'da ABD'ye yerleşmiş CIA kaynaklı örgütlemelerini Birleştirme Kilisesi, Dinlerarası Diyalog adı altında CIA'nın direktifleri ve ABD'nin yararına sürdürmüştür.”





CHP'NİN HALK EVLERİ'NDE YÖNETİCİYDİ

“Moon tarikatının ortağı CIA'nın kurduğu Kore'deki CIA temsilcisi ise Albay Bo Hi Pak'tır. Bo Hi Pak da Moon tarikatının en güçlü üyesidir. Onun vasıtasıyla Güney Kore Amerikan vesayetine girmiştir. Dinlerarası diyalog ve hoşgörü adı altında siyonizmin amaçlarına hizmet etmektedir. Bu tarikat NED, CSİS ve CIA gibi istihbarat örgütleriyle sıkı bir ilişki içerisindedir. Opusdei gizli bir Yahudi örgütüdür. Moon tarikatı, Fetullah Gülen tarikatı bunların üçünü de CIA kurdurmuş ve maddi olarak güçlenmelerine vesile olmuştur. Bunların üçünün de programları aynı, taktik aynı, yapılanma ve kullandıkları kelimeler bakımından bile aynıdır. Çünkü üçünü de CIA kurdurmuş amaçları doğrultusunda alabildiğince kullanmaktadır.”

“1963'de ailesi ile Erzurum'da bir yıl yaşayan Gülen, Komünizmle Mücadele Derneği'nin ikinci şubesini açtı ve Erzurum Halk Evleri'nin yönetimine girdi. 1965'te Kırklareli'ne tayin olup burada 1 yıl vaizlik yaptı. 1966'da İzmir Vaizliği'ne atanan Gülen, 1971'e kadar görevine devam etmiştir. Kestane Pazarı Kur'an Kursu'nda yöneticilik ve gönüllü öğreticilik yapmış 1968'de resmi görevlendirme ile hacca gitmiş, gezici vaiz olarak Ege ve ilçelerinde vaaz ve sohbetlere katılmıştır. 1971'de 12 Mart döneminde cuntanın isteğiyle tutuklandı. 7 ay tutuklu kaldıktan sonra 5 Kasım 1971'de serbest bırakıldı. 1972'de Edremit Vaizliği'ne aynı zamanda Manisa ilinde vaizliğe devam etti. Sonra İzmir Bornova Vaizliği'ne atandı.

Masonlara Hoca'yı küstürmeyin çağrısı

İstihbarat raporlarında verilen bilgiler Yeni Şafak'ın Gülen'in Masonluk belgeleri arasında yayınladığı Kasım Gülek'in 16 Temmuz 1967 tarihli şu mektubuyla örtüşüyor:

“Saygıdeğer KK” (KK: Konuk Kardeşler) Türkiye'de yegane ve muntazam mason teşkilatı, Türkiye Hür ve Kabul edilmiş Masonları Büyük Locası (Türk Yükseltme Cemiyeti)'dır. Hal böyle iken bazı kimselerin biraraya gelerek bir dernek kurmalarıyla bunca yıllık, temeli 1900'lere dayanan ve dünyaca tanınmış ve kabul görmüş Türk masonluğunu bir kenara itmeğe çalışmak doğru bir iş değildir. (...) Birtakım yan fikirlerle destekleyip kamufle edilen bu şiddetli ihtiras Türk masonluğunu ikiye hatta üçe bölmüş, bir kısım arkadaşlarımızı Ş.K., A.Ş., Fethullah Gülen hocamızı, A.D., Z.E., K.T., V.K. ve T.K. biraderleri küstürmüşlerdir. Bu arkadaşlarımızın büyük locadan en büyük madalya aldıkları unutulmaktadır. Üstün hizmet madalyasına sahip olmak her masonun rüyasıdır. Türk masonluğunu bozmaya, bölmeye ve Türkiye büyük locasını yıkmaya yeltenen bir kimse Türk masonluğuna karşı nasıl bir suç işlemiş olmaktadır? Geliniz de bu sualin cevabını herkesin vicdanına, nizamnamelere ve Türk masonluğu tarihine bırakılır.

TELKİNDE BULUNANLAR

İnsanların iyi niyetle biraraya gelerek halledemeyecekleri hiçbir ihtilaf, elbirliğiyle ıslah olunmayacak hiçbir aksaklık bulunmadığına göre bir kısım biraderlerin bu normal yoldan ayrılarak, fani insan için böylesine ideal, böylesine güzel bir birliğin bozulmasına teşvik edenlere uymuş olmalarını anlamak kabil değildir. Onlar acaba nefis muhasebesinde bulundukları zaman bu tutumlarını samimiyetle doğru mu buluyorlar. İnsanlık mabedi mefkuresini bu mukaddes emaneti her zaman korumak ve daha ilerilere götürmeğe çalışmak zaruridir. Bunda kimsenin tereddüdü yoktur. Herhalde mevzuları ve hadiseleri varmak istedikleri neticelere göre izah etmek suretiyle, biraderlere telkin ve teşviklerde bulunanların bu maksatlı hareketlerine aklıselim sahiplerinin pek gecikmeden teşhislerini koyacaklarını ve hakikatleri olduğu gibi göreceklerine eminim. Bir mason olarak saygılarımı sunarım.” (Kasım Gülek)

Gelen parayı Gülek akladı

Raporun en dikkat çekici özelliği kapağının Fetullah Gülen ve Kasım Gülek'e ayrılmış olması. Gülen'in Gülek üzerinden kurduğu ilişkiler tek tek açıklanıyor. Söz konusu belge “Gülen kimdir?” sorusuyla başlıyor. Raporun ilk sayfası Gülen'e ayrılırken 2. sayfada Kasım Gülek bulunuyor. Ardından Gülen-Gülek bağlantılrı açıklanarak Gülek'in CIA'nın maddi desteklerinin aklanmasında önemli görevli aldığı anlatılıyor.

İŞTE RAPORDAKİ GÜLEN:

“Erzurum'un Pasinler ilçesi Korucuk Köyü'nde 27 Nisan 1941'de doğmuştur. Babası Ramiz bey, annesi Refia Hanım 6'sı erkek, 2'si kız, 8 kardeşin ikincisidir. Kur'an'ı 1945'te öğrenmeye başlayan Gülen, kısa sürede Kur'an'ı hatmetmiştir. 1946'da ilkokula başlamış, babasının Avar köyünde imam olması ve ailesinin oraya taşınması sebebiyle ilkokulu bırakmak durumunda kalmıştır. Erzurum'da dışarıdan sınavlara girerek ilkokulu bitirebilmiştir. Babası İmam Ramiz Bey'den Arapça dersi almış, Hasankale'de Hacı Sıtkı Efendi'den tecvit ve Kur'an dersleri alan Gülen, 1951'de hafızlığını tamamlamıştır. Gülen 1954'te Erzurum'da Kurşunlu Cami Medresesi'nde Alvar İmamı Muhammed Lütfi'nin torunu Sadi Efendi'den medrese dersi almıştır. 2,5 ay içerisinde Emsile, Bina ve izharı bitiren Gülen Sait Efendi'de Molla Camiye başlamıştır. 1955'ten 1959'da Edirne'ye gidinceye kadar Osman Bektaş'tan fıkıh ve din eğitimi almıştır. Askerlik öncesi ve sonrası Edirne Üç Şerefeli Camii'nde toplam 4 yıl imamlık yaptı.”

KASIM GÜLEK KİMDİR?

Raporda Kasım Gülek kimdir başlıklı bölümde şu ifadeler bulunuyor: “1905 Adana doğumlu olup siyasetçi Cumhuriyet Halk partisi Genel Sekreteri (1950-1959) Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kontenjandan Bilecik Milletvekili olarak siyasi hayatına başladı. İki dönem Bilecik Milletvekilliği yaptı. 1946 yılında Adana'dan milletvekili seçildi. 1947 yılında Bayındırlık Bakanlığı, 1948 yılında Ulaştırma Bakanlığı yaptı. 1949 yılında Kore'ye giderek ve Birleşmiş Milletler Kore Komisyonluğu Başkanlığı yaptı. 1968 yılında Kuzey Atlantik Asamblesi Başkanlığı'na seçildi. 1969'dan 1975'e kadar Cumhuriyet Senatosu üyeliği yaptı. Moon tarikatıyla ilişkisi bilinen Kasım Gülek CIA'nın Türkiye'deki 1 numaralı siyaset adamlarından birisidir. Aynı zamanda en büyük gücünü Mason localarının maddi ve manevi desteğiyle sağlamlaştırmıştır. Fetullah Gülen ile CIA ve Moon tarikatıyla tanışmasında vesile olmuş, Komünizmle Mücadele Derneği gibi birçok kuruluşa CIA'nın maddi desteklerinin aklanmasında önemli görevler almış bir siyasetçidir.”
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.