Öne Çıkanlar suriye türkiye edip yüksel hapis cezası fransa terörist

Meclis darbe girişimi raporu açıklandı

Darbe Komisyonu, hem Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan hem de Genelkurmay Başkanlığı’ndan 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne ilişkin bilgi istemişti. Beklenen bilgi, MİT tarafından bir rapor halinde Darbe Komisyonu’na sunuldu.

Petek, "Havacı subayın verdiği istihbarat darbenin öne çekilmesini ve başarısız olmasına neden olmuştur. Darbe girişiminin önceden haber alınamaması bir istihbarat zaafıdır. Darbe girişimi saatinin 15 Temmuz saat 20:30’a çekilmesi darbenin önlenmesinde en önemli faktörlerden biri olarak görülmektedir.Hangi yıllarda TSK’ya girenlerin darbe teşebbüsüne katıldığının dökümünü çıkarttık. 1992 – 94 arasında Harp Okulu’na girenlerin daha fazla darbe girişimine katıldığını tespit ettik. Dikkat çeken bir şey, darbeye iştirak eden 228 askeri personelden 205 tanesinin yurt dışı görev verildiği, yabancı istihbarattan yardım aldıkları yine bize gelen resmi kayıtlarda belirtiliyor" dedi. 

 Petek'in konuşmalarından satırbaşları şöyle:

FETÖ / PDY’ye ait kavramların iyi anlaşılması için örgüt terminolojisini ilave ettik.

Siz sormadan söyleyeyim, bir gecikme eleştirisi, rapor hala ortaya çıkmadı, gecikmedi mi? Neden gecikti şeklinde. Belki haklılık payı olan eleştiriler oldu. Takiyye ve gizlilik duvarının altına saklanan bu hain yapıyı araştırmak, takdir edersiniz ki pek çok zorluğu da beraberinde getirmektedir. Çok miktarda belge geldi, ama bunları komisyon toplantılarında sadece biz, şu kurumdan şu rapor geldi şeklinde bilgilendirdik. Ama o rapor çok kapsamlı raporlar. Bunları hassasiyetle inceleyip, oralardan rapora ne alabiliriz, bu zamanımızı aldı arkadaşlar. Yeni ve güncel bilgilerin ortaya çıkması… Yurtta Sulh Konseyi olarak anılan dava şu an devam ediyor. Biz 3 Ocak’ta çalışmamızı tamamladığımızda, istediğimiz bilgiler soruşturmanın gizliği çerçevede bizlere gelmiyordu.

"YARIM ASIRDAN BERİ DARBE İÇİN HAZIRLIK YAPILMIŞ"

Yarım asırdan beri darbe için hazırlık yapılmış.

Bu bir iddianame değildir. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında FETÖ’nün olduğu gerçeğini elimizdeki somut belgelerle söylemeye çalıştık. Bugün hiç tereddüte meydan vermeyecek şekilde bilgi, belge ve dökümana ulaşmış bulunuyoruz. Suç. İkrarları, itiraflar, iletişim kayıtları, örgüt mensuplarının kullandığı özel programlar, tanık beyanları, devam eden yargılamalarda yeni ortaya çıkan beyanlar, sanıkların FETÖ ile irtibatının gösterir nitelikteki Pensilvanya’dan yeni yeni verilen talimatlar, örgüt mensuplarına moral veren nitelikteki Fetullah Gülen’in açıklamaları değerlendirildiğinde 15 Temmuz darbe girişimine bıulup yetiştirdiği, yarım asırdır hep desteklediği Gülen’in liderliğinde FETÖ PDY’nin karar verdiği anlaşılmıştır.

'HİZMET HAREKETİNİN DARBE YAPTIĞINI BİLİYORDUM'

Cumhurbaşkanlığı külliyesini hedef alan Müslim Macit’in beyanı var arkadaşlar “Bizim, yani hizmet hareketinin darbe yaptığımızı biliyordum. Bilerek atış yaptım” Demek ki Cumhurbaşkanımıza yönelik bir tarafta Marmaris’te suikast girişimi olurken, külliyenin bombalanmasını gerçekleştiren sanık FETÖ mensubu olduğunu ikrar ile ve oradan aldığı talimatla, beyanıyla biliyordum, bilerek yaptım beyanı var.

Bazı FETÖ’cüler darbe girişimi öncesinde televizyonlardan darbe imalarında bulunmuşlar. Vaizliğe müracaatından bir ay sonra ilkokul diplomasını almıştır. Fetullah Gülen bir sahtekârdır. Başka kişiler yaptığında ağır cezaya çarptırılacağı suçlardan ceza almamıştır. Yeşil pasaportu, düzenlediği sahte belgelerle almıştır. Emeklilik işlemlerini sahte evraklarla sağlamıştır.

"KOMİSER YARDIMCISININ TELEFONUNA GELEN MESAJLAR"

O gece, emniyet genel müdürlüğüne silahların teslim edilmemesi, silahlı kalkışmaya direnilip karşı konulması talimatına rağmen, örgüt mensubu olan emniyet görevlileri bunlar kendi mahiyetlerinde bulunan polis memurlarına, darbe girişimindeki askerlere direnilmemesi talimatını verip bozgunculuk yaptıkları, eyleme destek verdikleri tespit edilmiştir. Ama gece yarısından sonra darbenin başarısız olduğu saatlerde durum değişiyor. Bir komiser yardımcısı Ersal Gölüm’ün telefonunda ele geçirilen belgeler. 16-7-2016 günü saat 05:20-29 arasında, gönderilen uyarılar. “Önemli durum, durum kötü. Çok acil duyuru. Tüm imamlara, abilere, ablalara iletin. Tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklama yapsın” çevir kazı yanmasın.

“Meydanlara inip kendisini kamufle etsin. Resim çektirip sosyal medyada yayınlasın. Ama fazla da muhterem hoca efendinin adı geçsin. Hepimizi alabilirler, televizyonda gördüm ilk kez desin. Asla hükümete ve Tayyip'e dönük açıklama yapmayın.” Bu şekilde mesaj göndererek örgüt mensuplarına kendilerine kamufle etme şeklindeki talimatı görüyoruz.

"İSTİHBARAT ZAAFI VAR"

Havacı subayın verdiği istihbarat darbenin öne çekilmesini ve başarısız olmasına neden olmuştur. Darbe girişiminin önceden haber alınamaması bir istihbarat zaafıdır. Darbe girişimi saatinin 15 Temmuz saat 20:30’a çekilmesi darbenin önlenmesinde en önemli faktörlerden biri olarak görülmektedir.

"92-94 ARASINDA HARP OKULU'NA GİRENLER..."

Hangi yıllarda TSK’ya girenlerin darbe teşebbüsüne katıldığının dökümünü çıkarttık. 1992 – 94 arasında Harp Okulu’na girenlerin daha fazla darbe girişimine katıldığını tespit ettik. Dikkat çeken bir şey, darbeye iştirak eden 228 askeri personelden 205 tanesinin yurt dışı görev verildiği yine bize gelen resmi kayıtlarda belirtiliyor.

Kronolojiyi basın mensuparımız takip etti ama bizdeki kronolojinin başlıkları şöyle;

20:09 - Saat 14:45'te görevli bir binbaşının MİT'e gelerek istihbarat vermesi sonrası darbe teşebbüs saatini yeniden belirlemişlerdir..

20:23: Akıncı'da toplanan 33 özel kuvvetler görevlisi Genelkurmay Karargahı'na yola çıkmıştır.

DİŞLİ KARARGAHA GERİ DÖNDÜ

20:25: Darbeci askerler ilgili yerlere bütün uçuşlarının serbest olduğunu duyurmuşlardır Akar'ın yasak olmasını bildirmesine rağmen

20:46: Mehmet Dişli özel aracı ile karargaha geri dönmüştür.

21:00: Dişli, Akar'ın makam odasına girerek 'Komutanım operasyon başlayarak' darbeyi tebliğ ettiği anlaşılmıştır. Akar, bir grup darbeci tarafından zorla alıkonmuş ve Levent Türkkan tarafından ölümle tehdit edilmiştir.

PARTİGÖÇ TELEFONLA ARADI

21:03: Partigöç ve bir grup darbeci subay Murat Aygün'ü telefonla arayıp harekete geçme emrini vermiştir.

21:16: Silahlı kuvvetler harekat merkezinin giriş çıkışı darbeciler tarafından kontrol altına alınmıştır.

21:26: Darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh Whatsapp grubunda İstanbul içine giren trafik engellenecek talimatı verilmiştir.

21:28: Grupta bu saat itibari ile alınması gerekenlerin derhal alınması talimatı verilmiştir.

21:30: 80-85 darbeci tarafından Jandarma Genel Merkezi hareket merkezleri ele geçirilmiştir.

21:45: Başbakanlık müsteşarı alçak uçuşların araştırılması talimatını vermiştir.

22:00: Genelkurmay'da silah sesleri duyulmuş, halkın üzerinde ateş açılmıştır.

22:00: Köprüler geçişe kapatılmıştır.

22:23: Uğur Coşkun Sakarya'da darbe girişimini başlatmıştır.

22:25: Ümit Dündar'ın evine gelen bir grup asker evi aramıştır.

23:24: Sakarya Valiliği darbeciler tarafından işgal edilmiştir.

23:24: Gölbaşı'nda Özel Harekat Merkezi'nde patlama meydana gelmiştir.

16 Temmuz

00:05: Darbe bildirisi okutulmuştur.

00:57: Askeri kalkışmada bulunan saldırganlar, TÜRKSAT'ın Gölbaşı'ndaki tesislerine saldırıda bulunmuşlardır.

01:15: Cumhurbaşkanımız Marmaris'ten Dalaman'a hareket etmiştir.

01:43: Cumhurbaşkanımız İstanbul'a hareket etmiştir.

02:38: Ankara'da vatandaşlara ateş açılmıştır.

02:49: Meclis'e yeni bir bomba atılmış, milletvekilleri ve Meclis Başkanı Kahraman sığınağa inmiştir.

03:15: Genelkurmay'da yeniden çatışmalar başlamıştır.

03:20: Cumhurbaşkanının kaldığı otele SAS ve SAT komandoları indirme yapmıştır.

03:40: Cumhurbaşkanı Atatürk Havalimanı'na inmiş, bir askeri helikopter ve askeri uçuş yapan uçak tarafından sürekli taciz edilmiştir.

09:44: Darbe girişimi nedeniyle çıkan olaylarda o saat itibariyle 90 kişinin şehit olduğu açıklanmıştır.

DARBENİN SİYASİ AYAĞI

Sık sorulan, kapsamlı araştırma yapıldı ama neden siyasi ayağıyla ilgili bir durum ortaya koymadı, tespit yapmadı. Zaman zaman eleştirilerle muhatap olduk. Gerçekten FETÖ ile ilgili yaptığımız tespitlerde sadece bir siyasi partiyle irtibat, olmadığını tespit etmiş bulunuyoruz. Dönemsel olarak siyasi iktidarda bulunan, iktidardaki partilere yakın davranıp, başta mülkiye adliye olmak üzere devlet üst organlarına sızmak için kendilerince siyaseti kullanma yolu seçtikleri anlaşılmaktadır.

Dikkat çeken belgelerden bir tanesi, kendisi ilkokul mezunu olmadan vaizliğe atandı. 1967 yılında bakıyorsunuz bir partiye, CHP’ye bir tahsilat 5 bin lira bağışta bulunduğu anlaşılıyor. Sözüm yanlış anlaşılmasın ama bu örgütün amaçlarına hizmete edeceğini düşündüğü siyasi partilerle işbirliği yapabildiğini gösterdiği bir belge olarak… Nüfus kayıt örneği bile şaibeli bile karışık. Bazı yerlerde doğum tarihi 1942 olarak geçer, kendi yazılı beyanlarında da 1938 olarak geçmiştir. Farklı yorumlarla Atatürk’ün ölümünden sonraki tarihi işaret etmesi bakımından kullandığı şekilde yorumlara sebebiyet vermiştir.

Pasaport istek formu var. Anne adını nüfus kayıtlarına aykırı olarak “Rabin” olarak doldurduğu görülüyor.

"MİT'TEN GELEN RAPOR..."

MİT’ten gelen rapor, komisyon üyelerimize dağıtıldığı için onun hakkında detaylı bilgiye girmek istemiyorum. Merak ettiğiniz en önemli bölüm olarak, acaba 15 Temmuz günü, hep sorulan “O gün neler yaşandı, bu açıklanmadı. MİT Müsteşarı komisyona bilgi vermedi, raporun bu yönü eksiktir” şeklinde eleştiriler olduğu için o bölüme işaret etmek istiyorum.

GÜLEN'İN 'HUSUSİLER' YAPILANMASI

Türkiye’nin beş bölgeye ayrılarak, bölge imamları aracılığıyla örgütün yönetildiği, yurt içindeki yapılanmasıyla ilgili verilen şema oldukça ilginçtir. En tepede Fetullah Gülen, ona bağlı bir mütevelli heyeti bir de özel kalem var. “Hususiler” diye bir grup olduğu iddia ediliyor. Bunu raporumuzun sonundaki kavram cetvelinde göreceksiniz. Emniyet, yargı, MİT ve TSK’ya örgüt yapılanmasını bu “Hususiler”in yaptığı ifade ediliyor. Bunların finansı, medya ayağı, eğitim faaliyetleri, yerleşim birimleri, bunlar üzerinde legal olarak yaptıkları ama arkasındaki illegal faaliyetleri gizleyerek yaptıkları çalışmalar ifade edilmiş. Şirketler, okullar, kolejler, üniversiteleri, hastaneleri hepsinin dökümleri de ifade edilmiş.

Amerika’daki örgütün imamları, sorumluları kimler, bunlar isimleri ve resimleriyle yer alıyor. Bunları da değerlendirmenize sunuyoruz. Kuzey Amerika, Afrika, Avrupa sorumluları isim isim tespitleri yapılmış. Asya sorumluları. Bazı isimler ilk defa ortaya çıkacak isimler olarak ifade edebiliriz.

SORU-CEVAP

Soru: RAPORDA ADİL ÖKSÜZ YER ALACAK MI?

Raporda Adil Öksüz ve silahlı kuvvetler bünyesinde orada bulunmaması gereken, kimi kaçmış, yargılanan sivil unsurlar raporda değerlendiriliyor. Yargısal süreçler ve kabul edilen iddianamelerden alıntıları raporda göreceksiniz. Adil Öksüz ile ilgili şunu ifade edelim, somut olarak Adil Öksüz FETÖ ile irtibatı kesin olan ve darbenin yönetilmesinde aktif rol alan kişi konumunda. Tabi bu kişinin halen yakalanamamış olması, serbest bırakılması, serbest bırakılan hakimlerin meslekten uzaklaştırıldıklarını biliyorsunuz. Bunu daha önce de ifade ettik. Fetullah Gülen’in 1970’li yıllardan başlayarak izinlerini beş defa, 40 ve 30 gün olarak geçirdiğini biliyoruz.

Adil Öksüz ile ilgili FETÖ bağlantısına bir delil de, Zaman Gazetesi yazarlarından Ali Ünal’ın alınan ifadesinde kendisini Pensilvanya’da Adil Hoca olarak gördüğünü, Öksüz soyismini bilmediğini, TV’lerde resmini gördükten sonra Adil Öksüz olduğunu kesin olarak anladığını ifade ediyor.

Soru: DARBENİN EN ÖNEMLİ İKİ İSMİNİ SİZ DİNLEYEMEDİNİZ. MİT MÜSTEŞARI VE GENELKURMAY BAŞKANI. KOMİSYONUN ÇALIŞMALARINI NE KADAR BAŞARILI BULUYORSUNUZ? 

YABANCI İSTİHBARAT İLE İLİŞKİSİ KONUSU, UZUN YILLARDAN BERİ KAMUYA AÇIK BİLGİLER. VATİKAN İLE İLİŞKİSİ ÖRNEĞİN… BİZE YENİ OLACAK BİR UNSUR VAR MI? BUNLAR BİLİNDİĞİ HALDE DARBEDEN ÖNCE NEDEN DESTEK VERİLDİ?

Tabi şunu ifade edeyim. Ben bu yapının başlangıçta dini istismar eden sivil görünümlü bir yapı olarak ortaya çıktığı, daha sonra paralel devlet yapılanması olarak ifade edildiği sonra MGK kayıtlarında silahlı örgüt olarak darbeden iki ay önce kabul ediliyor. Açık istihbarat kaynaklarıyla şu an ulaştığımız şeyler bunlar.

Soru: “HUSUSİLER” NE İFADE EDİYOR? BU RAPOR SİYASİ BOYUT AÇISINDAN NE ORTAYA KOYUYOR?

İlginç kavramlar görüyoruz. Abi, Abla, Adanmış Ruh, Altın Nesil, Baş Yüceler Divanı, Bizden Olanlar Olmayanlar…

Çay içmek; örgütte çay içmek, sohbet tabirinin bir diğer kullanımı. Örneğin örgütle tanıştırılması gereken kişiler, sohbet kelimesinin kullanılması mahsurlu görülüyorsa çay içmeye gidelim denilir.

Ders çalışma, dershane, Fetih Okutma, Gazete, Himmet, Hizmet Erleri, Huruç… Kuşatmayı Yarma, harekete geçme. Cezaevlerinde, polis şeflerinin kurtarılması amacıyla kullanıldığı bilgiler var. İmam, ilgilenmek, istişare… Kafalamak; ilgilenmek tabirinin bir kademe ötesi. Kainat İmamı, kendine uygun gördüğü FETÖ liderinin. Karşı Cephe, Kutsal Hoca Payı… Bu kadar himmet toplanıyor, bu da unutulmamış. Belli bir yüzdesinin Fetullah Gülen’in payı olarak ayrılan kısmıdır.

Mahrem Hizmet, Mahrem Yerler, Muhabbet Fedailer… Mübarek Zat, Mütevelli Ağabeyi, Parlatma, Sadakat.. Böyle devam ediyor.

Soru: CHP’YE KATKIDA BULUNDUĞUNA DAİR BELGE GÖSTERDİNİZ. ÖRNEĞİN SİZİN PARTİNİZE DE KATKISI VAR MI?

Bir partiye uzak yakın değerlendirmesi olduğunu ifade ettim. 2010’da yargıyı ele geçirme operasyonunda AK Parti ile yakından işbirliği olduğu, referanduma açık destek verdiği, ama sonunda anayasa değişikliğinde bu defa örgüt mensuplarının anayasa mahkemesine götürüldüğünde anayasa değişikliği, her seçmenin bir adaya vermesi yerine listelere oy vermesi gerekir şeklinde anayasa iptali gerçekleştiğinde, HSYK’yı FETÖ’nün ele geçirilmesi… AK Parti döneminde de devlete sızmada hangi yöntemleri kullanabileceğini düşünmüşler, örneğin yargıda operasyon için somut bir örnek. Ama bağış makbuzu vesaire gibi bir şey komisyonumuzda yok.

Fetullah Gülen’in Papa ile görüşmesini o zamanki devlet yetkilileri organize ediyor.

Soru: 1967 YILINDA CHP’YE BAĞIŞTAN SÖZ ETTİĞİNİZ, REFERANDUMDA AK PARTİ İLE BİRLİKTE OLDUĞUNU SÖYLEDİNİZ. SON RADDEDE KİMİNLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYDİ? ESKİ TUĞGENERAL ERHAN CAHA ŞUNU SÖYLÜYOR “GENELKURMAY BAŞKANI, MİT MÜSTEŞARININ BİLGİSİ DAHİLİNDE OLMUŞTUR” DİYOR DAVADA...

Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar diye bir sözümüz var. Bugünlerde tabi cumhuriyet savcılıkta ifadelerin baskı altında alındığını söyleyip mahkemede farklı şeyler söyleyenlerle karşılaşacağız arkadaşlar. Avukatlar huzurunda verilen ifadelerde bir kısmı inkar etmiştir, ama bir kısmı da kabul ediyor.

Yani burada darbe girişimi FETÖ’nün kontrolündedir. Az önce size örnek verdim. Külliyeyi bombalayan tanık, FETÖ’den talimat aldım diyor.

Siyasi kimlik kişilik olarak komisyonumuza intikal eden bir kişi yok.

Şahsi yorumum şunu söyleyebilirim. Ama şunu söyleyebiliriz, değişik siyasi partilerle bağlantısı olan, il genel meclisi, belediye başkanları hakkında yargının yaptığı soruşturma var. AK Parti de var, CHP de var, MHP de var, HDP de var. Yargı bunların tarafsız bağımsız olarak soruşturmasını yapıyor.

"GENELKURMAY BAŞKANI'NDAN YANIT ALAMADIK"

Genelkurmay Başkanı'nın şahsından istediğimiz sorulara şu an itibariyle yanıt alamadık.

Bugün darbe girişiminde silahlı kuvvetler içinde en üst rütbeler generaller değil mi? 1980 yılında darbeyi yapan Kenan Evren ve arkadaşları vardı. Silahlı kuvvetlere 1980 yılında harp okuluna almışlar, terfi ede ede gelmiş, 2016 temmuzunda darbenin öncülüğünü yapmışlar, şu anda yargılanıyorlar. Bugüne kadar onları kimse tespite demeyip, başta genelkurmayın komuta kademesi, 1980 – 2016’da siyasi otoritede kim olmuşsa, mesul gibi düşünülebilir. Biz burada çağırdık eski genelkurmay başkanlarını, kuvvet komutanlarını dinledik. Söyledikleri şu oldu “Gözlerimize inanamıyoruz, en nazik diye düşündüklerimiz 15 Temmuz’da örgüt mensubu olarak karşımıza çıktı” onlar da şaşkınlık içinde.

"MİT'TEN BYLOCK LİSTESİ İSTEMEDİK"

MİT’ten gelen raporda Bylock listesi yok. Ama bununla ilgili bir liste biz de istemedik, MİT de bize göndermedi. Tamamen adli konudur, komisyonumuzun konusu değildir. Gerçekten en istismar edilen konu olarak bunu düşünüyorum. “Ne kadar vali, milletvekili varsa açıklansın” Eğer bugün kademe kademe bylock kullanıcısı olduğu için dönem dönem insanlar gözetime sonra adli işlemler yapılıyorsa, düşünün ki bunlara böyle bir liste kamuoyuna duyurulsaydı bu insanlardan kaç tanesi Türkiye’de kalırdı arkadaşlar? Bu mantıken de yanlıştır, anayasa ve içtüzük gereği komisyonumuza böyle bir şeyin istenmesi söz konusu değildir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.