Öne Çıkanlar esed chp DAEŞ esad komplohaber

Kılıçdaroğlu: 'Bana rakip çıkanların önünü açarım'

CHP'nin davetlisi olarak geçtiğimiz hafta Türkiye'ye gelen Eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Bakırköy Balıkçı Barınaklarında kahvaltı yaptı. Kahvaltı sonrası Kılıçdaroğlu gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"AVRUPA'NIN ETİK DEĞERLERİYLE BAĞDAŞTIRMIYORUZ"

Bir gazetecinin Kılıçdaroğlu'nun Avrupa Birliği ile ilgili söylediklerini hatırlatması üzerine, “AB, Türkiye ile ilgili sürekli ilerleme raporları hazırlıyor. Bunun yeri ve zamanı geldiği zaman da bunu kamuoyuyla paylaşıyor. Seçimlerden önce bu ilerleme raporları kamuoyuyla paylaşılmadı. Biz bunu Avrupa'nın etik değerleriyle bağdaştırmıyoruz. İç siyaseti etkilememek amacıyla biz bunu erteledik diye bir görüş egemen olursa biz bunu doğru bulmuyoruz. Avrupa'nın bu konuda daha net bir tavır takınması lazım" dedi.


"TABLOYA BAKARSANIZ HANGİ PARTİLERİN OY KAYBETTİĞİNİ GÖREBİLİRSİNİZ"

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerin arasındaki farkla ilgili Kılıçdaroğlu, "Farkı sizde biliyorsanız ben de biliyorum o farkın nereden kaynakladığını. Eğer tabloya bakabilirseniz hangi partilerin oy kaybettiklerini 7 Haziranla 1 Kasım arasında farkları daha net görebiliriz. Özel bir yorum yapmak istemiyorum." dedi.

"KİMSİN SEN, NASIL YÖNETECEKSİN, SEN BU GÜCÜ NERDEN ALIYORSUN"

Seçimin ardından başkanlık sisteminin tekrar gündeme gelmesi ile ilgili soruyu Kılıçdaroğlu şöyle cevapladı:

"Türkiye'nin dünya kadar sorunu var; yüzde 10 seçim barajını kaldıracak mıyız, darbe hukukunu sona erdirecek miyiz, özgürlükleri sağlayacak mıyız, medya özgürlüklerini sağlayacak mıyız? Bakın iktidar kanadına destek veren yazar çıkıyor televizyona, bir gazeteyi hedef alarak 'o gazeteyi biz yöneteceğiz' diyor. Kimsin sen, nasıl yöneteceksin, sen bu gücü nereden alıyorsun. Ben açık bir şekilde şunu söylemek istiyorum, Sayın Davutoğlu balkon konuşmasında; biz herkesi kucaklayacağız, bütün özgürlüklerin teminatı biz olacağız, bütün vatandaşlara eşit yaklaşacağız, bu ülkede özgülükler olacak. İyide söylediklerinin üzerinden 24 saat geçmeden bir kişi çıkıyor, efendim ben o gazeteyi yöneteceğim, patronu da kim oluyor diyor. Ayrıca patrona da talimat veriyor şunu şunu atacaksın, diğerleri de kalabilir görevlerinde şimdilik diyor. Ne demokrasisinden söz ediyoruz, hangi başkanlık sisteminde bahsediyoruz. Önce bunları aşmamız lazım, demokrasiyi özgürlükleri yakalaması lazım."

"HANGİ ÖZGÜRLÜKTEN HANGİ DEMOKRASİDEN SÖZ EDECEĞİZ"

Kılıçdaroğlu, "AKP yüzde 49 aldı sonuçlara saygılıyız tereddüdümüz yok. Ama bu sonucu aldım diye ben baskıcı karakterimi öne çıkarırsam ve herkesi baskılamaya kalkarsam, medya üzerine baskı kurmaya kalkarsam hangi özgürlükten hangi demokrasiden söz edeceğiz. Bunu önce iktidar kanadına destek veren medyanın gözden geçirmesi lazım. Zafer sarhoşluğu demek gücün zehirlenmesi anlamına geldi onu görüyoruz . Güç elime geçti ben herkesi ezerim, herkesi yok ederim, benim sözüm geçerli. Benim sözüm geçerli diyorsanız o ülkede demokrasi yoktur. Hangi başkanlık sistemi. Başkanlık sistemi ile eğer siz elinize sopayı alıp toplumu dizayn etmeyi hedefliyor ve bunu amaçlıyorsanız hiç kimsenin endişesi olmasın CHP olduğu sürece bu süreç yaşamaz ve gerçekleşmez" ifadelerini kullandı

"MEDYADAN NİYE KORKUYORSUNUZ?"

"Hangi iktidar olursa olsun, medya üzerinde baskı kuruyorsa o iktidarın, ülkeye demokrasi getirme gibi bir görevinin olmadığı ortaya çıkar" diyen Kılıçdaroğlu, "Medyadan niye korkuyorsunuz? Hangi gerekçeyle korkuyorsunuz? Haber yapıyor. Beğenmezseniz almazsınız veya izlemezsiniz. Ama siz bilinçli olarak belli medya gruplarının üzerine gidip onları susturmak, yazarlarını kapının önüne koymak, iktidarın savunuculuğunu yapan bir medya ordusu ortaya çıkarmak gibi bir düşünce şu anda egemen zaten AKP hükümetinde. Bu sorun, Türkiye'nin en temel sorunlarından biri olmaya aday. Bundan büyük bir rahatsızlık duyuyoruz. Medya rahatlıkla yazabilmeli, özgürce yazabilmeli, eleştirebilmeli. Hükümetin eleştirilmediği bir medya ordusu Türkiye'ye demokrasiyi değil, felaketi getirir. Açık ve net söylüyorum; eğer medya özgür değil, halkın haber alma kanalları tıkanıyorsa o ülkede demokrasi olmaz, o ülke adım adım baskıcı bir yönetime gider" şeklinde konuştu.

"SAYIN DAVUTOĞLU'NA ÇAĞRI YAPIYORUM"

"Göbels taktiği izleniyor şu anda" diyen Kılıçdaroğlu,  şöyle konuştu: "'İyi polis, kötü polis' rolü oynanıyor. İyi polisi Sayın Davutoğlu oynuyor. 'Demokrasi, özgürlükler, insan hakları, herkesin güvencesiyiz' Öbür tarafa dönüyorsunuz, kapının arkasında -eskiden kapının arkasında söyleniyordu, şimdi rahatlıkla kendi televizyon programlarında söylüyorlar- belli medya organları açıkça suçlanıyor, yazarlar açıkça suçlanıyor, o yazarların mutlaka görevlerine son verilmesi gerektiği söyleniyor. Gazete patronları tehdit ediliyor. 'Sen artık o gazeteyi yönetemezsin, o gazeteyi biz yöneteceğiz' diyorlar. Benim aklıma bugüne kadar hiç gelmeyen bir olaydı. Bu cüreti nereden alıyor bunlar? Bu desteği nereden alıyorlar. O nedenle ben Sayın Davutoğlu'na çağrı yapıyorum; sen bu söylemlere destek veriyor musun? vermiyor musun? Sen bu söylemlerden yana mısın? Yoksa balkon konuşmasında ifade ettiğin düşüncelerden yana mısın? Sayın Davutoğlu'nun bunu açıkça kamuoyu önünde deklare etmesini bekliyorum. Biz de o zaman anlarız ki Sayın Davutoğlu herkesi kucaklıyor, medya üzerinde baskı olmayacak, herkes özgürce yazabilecek. Ve bunun da güvencesi demokrasinin gereği olarak hukuk düzeni olacak. Davutoğlu bu konuda açıklama yapmazsa doğrudan doğruya 'evet biz baskıcı bir yönetimden yanayız, destek veriyoruz. Gazetecilerin de işine son vereceğiz. Gazete patronlarının burnundan getireceğiz. Bizim dediklerimizi yapmazlarsa her türlü baskıyı kuracağız' bu anlama geliyor."


"MEDYA ORGANLARININ ORTAK SES ÇIKARMASI LAZIM"


Kılıçdaroğlu, "Bu konuda medya çalışanlarının, medya patronlarının biraz dik durması lazım. Onurlu durması lazım. Ödün vermemesi lazım. Medyanın kendi içerisinde zaman zaman tartışmalar oluyor, bunları doğal karşılıyoruz ama medyaya yönelik iktidar kanadından bir baskı gelirse bu baskı konusunda bütün medya organlarının ortak ses çıkarması lazım. Bugün sizin başınıza gelen yarın başkasının başına gelebilir" şeklinde konuştu.

"ZATEN OCAK'TA OLACAK"

Kurultay ne zaman yapılacak" sorusuna ise Kılıçdaroğlu “Olağan da olsa olağanüstü de olsa zaten Ocak'ta olacak. Zaten süreç de başlamış durumda. Bunu da böyle, bazen şaşırıyorum. CHP'de karışıklık. Ya ne karışıklığı? Kişi çıkıyor genel başkanlığa adayıyım diyor. Genel başkanların görevi de yeni genel başkan adaylarına yol açmaktır. Yoksa o aday oldu ben onu keseyim, bu eski hastalıklardır. Zaten bu eski hastalıklardan Türkiye'nin kurtulması lazım" şeklinde cevap verdi.

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.