Başbakan'a hakaret ve cami imamına saldırının cezası belli oldu.

Özcan Yılmaz savunmasında şöyle konuştu: "Ben olay günü bir düğünde davul çalıyordum. Darbe olduğundan haberim yoktu. Düğünde alkol aldıktan sonra eve geldim ve sela sesi duydum. 45 yaşındayım ve ilk kez gece sela okunduğuna şahit oldum. Kim öldü bu saatte? dedim. Camiye gittim, eşim de ben aşırı alkollü olduğum için arkamdan oğlumu göndermiş. Caminin etrafında hocaya bağırdım. Sonra oğlum beni eve getirmiş, sızıp kalmışım. Bir şey hatırlamıyorum. Başbakana, cumhurbaşkanına hakaret etmedim. FETÖ ile herhangi bir irtibatım kesinlikle yok. Fethullah Gülen'i sadece medyadan tanırım."

Özel bir şirkette kuryelik yapan Alper Yılmaz ise "Babam çok sarhoştu ve ayakta duracak hali yoktu. Babam sadece neyin selası bu, savaş mı çıktı? diye bağırıyordu. Cumhurbaşkanı ve Başbakana hakaret ettiğini duymadım. FETÖ ile hiçbir bağlantımız yoktur." dedi.

Eskişehir 2'inci Ağır Ceza Mahkeme heyeti Özcan Yılmaz ve oğlu Alper Yılmaz'ı 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek ve silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından beraat ettirdi. Heyet, Alper Özcan'ın hakaret suçundan da beratına karar verirken baba Özcan Yılmaz'ı Başbakan Binali Yıldırım ile camii imamı Ali Türk'e hakaret suçundan 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.