Haber7 yazarı Taha Dağlı, Berlin'de gerçekleştirilen terör saldırı sonrası Almanya'nın terörle mücadeleye karşı attığı adımlara dikkat çekti. Almanya'nın hazırladığı yeni tasarı AB üyeliği için Türkiye'den terörle mücadele yasasını değiştirmesini isteyen AB'nin, terör kendisini vurduğunda nasıl da farklı davrandığını ortaya çıkartıyor.
İşte Taha Dağlı'nın o yazısı;
Berlin’de tırla Noel pazarına dalan saldırgan 4 gün boyunca Almanya’nın her yerinde arandı, 4 gün sonra ise İtalya’da ortaya çıktı.
Anis Amiri adlı 24 yaşındaki Tunuslu, elini kolunu sallayarak Berlin’de dolaşmış ardından yine elini kolunu sallayarak İtalya’ya gitmiş, Milano’da polisle girdiği çatışmada öldürülmüş.
Almanya’da bu saldırıdan önce hazırlanan bir yasa tasarısı var, o tasarı tehdit olarak görülen kişilerin sınır dışı edilene kadar göz altında tutulmalarını içeriyor.
İçişleri Bakanlığı, Berlin saldırısından sonra bu tasarıyı yasalaştırmak için harekete geçti.
Yani Almanya, bundan sonra şüpheli olarak gördüğü her yabancıyı ki bunların yüzde 90’ı Müslüman, anında sınır dışı edecek. Pasaportlarının olmaması durumunda, sınır dışı edilme süreci uzuyor, yeni düzenlemede bunun da önüne geçiliyor, pasaportu olmayan bir şüpheli sınır dışı edilene kadar göz altına alınacak.
Almanya’da terörle mücadele kapsamında getirilecek bir diğer düzenleme ise gurbetçi vatandaşlarımızı da ilgilendiriyor.
Sosyal medya üzerinden doğruluk payı tartışılan haberlerin yayılmasının da önüne geçiliyor.
Almanya İçişleri Bakanlığı bünyesinde dezenformasyonla mücadele için bir merkez oluşturuluyor.
Bu konuda bir çalışma da yapıldı.
İçişleri Bakanlığının hazırladığı raporda, Almanya genelinde dezenformasyona en açık halk gruplarının Türklerle Rusya kökenliler olduğu vurgulandı.
Sosyal medya düzenlemesindeki bu çalışmanın özellikle Türk vatandaşlarıyla Rusya Almanları üzerine yoğunlaştırılacağı belirtildi.
Bir terör saldırısı sonrasında alınan iki önlem.
Biri şüphelilerin göz altına alınıp, sınır dışı edilmeleri; diğeri ise sosyal medya kullanıcılarının takibi.
Ortada terör saldırıları varsa Almanya önlem almalıdır.
Ama konu Türkiye olunca terörle mücadele yok, “terörle mücadele etmeyin” var.
Almanya sürekli bunu yapıyor, diğer AB ülkeleriyle birlikte Türkiye’ye, “PKK’yla ya da FETÖ ile bu kadar yoğun mücadele etmeyin, teröristleri rahat bırakın” dayatması yapıyor.
Almanya, terörle mücadele ederken sosyal medya üzerinden Türk vatandaşlarını da mercek altına alıyor. Aynı durum Türkiye’de yaşansa ve Alman vatandaşlarının sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili en küçük bir tasarrufta bulunulsa, kim bilir nasıl tepki verirler?
Misal Türkiye terör saldırısından sonra teröristlere yönelik operasyon yapınca kıyameti koparıyorlar. Hatta bu uğurda PKK’yı ve FETÖ’yu korumak adına Türkiye’ye “sizi AB’ye almayız” tehdidini bile savuruyorlar.
Türkiye, kanlı bir darbe girişiminden sonra olağanüstü hale gitti. Bu durum hiçbir sivilin günlük hayatını zerre kadar olumsuz etkilemedi.
Ancak OHAL kararına da AB’den çok sert tepkiler geldi.
Oysa Fransa 2015 Kasım ayından bu yana olağanüstü halle yönetiliyor. Son olarak olağanüstü hal beşinci kez uzatıldı, Temmuz 2017’ye kadar da sürecek.
Buna ise hiç kimse ses çıkarmıyor.
İşte Taha Dağlı'nın o yazısı;
Berlin’de tırla Noel pazarına dalan saldırgan 4 gün boyunca Almanya’nın her yerinde arandı, 4 gün sonra ise İtalya’da ortaya çıktı.
Anis Amiri adlı 24 yaşındaki Tunuslu, elini kolunu sallayarak Berlin’de dolaşmış ardından yine elini kolunu sallayarak İtalya’ya gitmiş, Milano’da polisle girdiği çatışmada öldürülmüş.
Almanya’da bu saldırıdan önce hazırlanan bir yasa tasarısı var, o tasarı tehdit olarak görülen kişilerin sınır dışı edilene kadar göz altında tutulmalarını içeriyor.
İçişleri Bakanlığı, Berlin saldırısından sonra bu tasarıyı yasalaştırmak için harekete geçti.
Yani Almanya, bundan sonra şüpheli olarak gördüğü her yabancıyı ki bunların yüzde 90’ı Müslüman, anında sınır dışı edecek. Pasaportlarının olmaması durumunda, sınır dışı edilme süreci uzuyor, yeni düzenlemede bunun da önüne geçiliyor, pasaportu olmayan bir şüpheli sınır dışı edilene kadar göz altına alınacak.
Almanya’da terörle mücadele kapsamında getirilecek bir diğer düzenleme ise gurbetçi vatandaşlarımızı da ilgilendiriyor.
Sosyal medya üzerinden doğruluk payı tartışılan haberlerin yayılmasının da önüne geçiliyor.
Almanya İçişleri Bakanlığı bünyesinde dezenformasyonla mücadele için bir merkez oluşturuluyor.
Bu konuda bir çalışma da yapıldı.
İçişleri Bakanlığının hazırladığı raporda, Almanya genelinde dezenformasyona en açık halk gruplarının Türklerle Rusya kökenliler olduğu vurgulandı.
Sosyal medya düzenlemesindeki bu çalışmanın özellikle Türk vatandaşlarıyla Rusya Almanları üzerine yoğunlaştırılacağı belirtildi.
Bir terör saldırısı sonrasında alınan iki önlem.
Biri şüphelilerin göz altına alınıp, sınır dışı edilmeleri; diğeri ise sosyal medya kullanıcılarının takibi.
Ortada terör saldırıları varsa Almanya önlem almalıdır.
Ama konu Türkiye olunca terörle mücadele yok, “terörle mücadele etmeyin” var.
Almanya sürekli bunu yapıyor, diğer AB ülkeleriyle birlikte Türkiye’ye, “PKK’yla ya da FETÖ ile bu kadar yoğun mücadele etmeyin, teröristleri rahat bırakın” dayatması yapıyor.
Almanya, terörle mücadele ederken sosyal medya üzerinden Türk vatandaşlarını da mercek altına alıyor. Aynı durum Türkiye’de yaşansa ve Alman vatandaşlarının sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili en küçük bir tasarrufta bulunulsa, kim bilir nasıl tepki verirler?
Misal Türkiye terör saldırısından sonra teröristlere yönelik operasyon yapınca kıyameti koparıyorlar. Hatta bu uğurda PKK’yı ve FETÖ’yu korumak adına Türkiye’ye “sizi AB’ye almayız” tehdidini bile savuruyorlar.
Türkiye, kanlı bir darbe girişiminden sonra olağanüstü hale gitti. Bu durum hiçbir sivilin günlük hayatını zerre kadar olumsuz etkilemedi.
Ancak OHAL kararına da AB’den çok sert tepkiler geldi.
Oysa Fransa 2015 Kasım ayından bu yana olağanüstü halle yönetiliyor. Son olarak olağanüstü hal beşinci kez uzatıldı, Temmuz 2017’ye kadar da sürecek.
Buna ise hiç kimse ses çıkarmıyor.
Hep merak ederim bizdeki şerefsiz teröristlet kimliklerini yanlarında taşımayıp bir de kod ad kullanırken avrupadaki teröristlerin kimlikleri hep yanlarında ve olay yerlerinde unuturlar hemen yetkililer açıklama yapar yani her köpeğin bir adı var onuda bilen sahipleridir