Öne Çıkanlar türkiye suriye putin son dakika erdoğan

Barzani'nin en yakınlarından peş peşe Erdoğan mesajları

Gazeteci Taha Dağlı, 25 Eylül’e iki gün kala Barzani cephesinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a peş peşe mesaj gönderdiğini yazdı.

İşte Haber 7'de Dağlı'nın o yazısı:

Bu paylaşımlar Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin iki önemli ismine ait.
O isimlerden biri Mesut Barzani’nin sağ kolu sayılan, sürekli yanında bulunan danışmanı Barham Hasan Mustafa diğeri ise Barzani’nin partisi KDP’nin Parlamento Grup Başkanı Omed Xoshnaw.

Barzani’nin adamlarından biri, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan biz kardeşiz, bizi unutmayın” diyor.

Diğeri ise “Recep Tayyip Erdoğan biz dostuz, bizi kaybetmeyin” diyor.

 

25 Eylül’e birkaç gün kala Barzani cephesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a peş peşe mesaj gönderiyor. Önce Mesut Barzani’nin yeğeni ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimin Başbakanı Neçirvan Barzani, “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Kuzey Irak ilişkilerinde temel rol oynadı, kesinlikle Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını istemiyoruz” dedi.

Ardından Barzani’nin danışmanıyla, partisinin parlamento grup başkanı Erdoğan mesajları yayınladı.

Bir süre öncesine kadar Barzani cephesi, “Türkiye ile dostuz, PKK’ya biz de karşıyız, bu referandumda amacımız kesinlikle Türkiye’ye zarar vermek değil” şeklinde yorumlar yapıyor, referandum konusunda Türkiye’ye “bizden size kötülük gelmez” diye sesleniyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bugüne kadar Erbil’i hiçbir zaman yalnız bırakmadık, hep yanlarında olduk” deyip, referandumun bir bedelinin olacağı uyarısını yapmasının ardından ise Barzani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik mesajlarında bir üst kademeye geçti.

Mesut Barzani, 2013’ten itibaren Kuzey Irak’ta tasfiye edilmek istenen bir isim oldu.
Bağdat’ın petrol paylaşımındaki tekeli Erbil’de ekonomik kriz çıkmasına yol açtı.
İran’ın Talabani ile Goran hareketi üzerinden başlattığı baskı ise Barzani’yi siyaseten bitirmeye yönelikti.

Ekonomik ve siyasi baskının yanı sıra 2014’te DAEŞ terör örgütünün Musul’dan sonra Erbil’e yönelmesi Barzani’nin askeri açıdan da kıskaca alınmasını sağladı.

Ekonomik, siyasi ve askeri olmak üzere tam 3 koldan saldırıya uğrayan Barzani, bu süreçte Türkiye’nin uzattığı el ile ayakta kaldı.
2013’teki petrol anlaşması o dönem için ABD ile Bağdat’ın “kesinlikle olmaz” diye direttiği bir süreçti. Türkiye pes etmedi, Gezi kalkışmasına rağmen Kuzey Irak petrolünün İskenderun üzerinden satışında ısrar etti ve bu ticaretten her iki taraf da kazançlı çıktı.

Ekonomik baskı bu şekilde hafifletildi ardından terör tehdidine karşı Erbil’in davetiyle Türk askeri Başika’ya konuşlandı.
Barzani hem ekonomik hem askeri yönden kayıplarını kazanıma çevirerek, siyasi krizi de yönetir hale geldi.

İşte böyle bir ortamda Barzani’nin referandum ısrarı nereden bakarsanız bakın Türkiye için “kabul edilebilir” bir durum değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten başından itibaren referandum konusundaki tavrını çok net şekilde belirledi ardından açıklamalarda vites yükseltildi.
Bir sonraki aşamada Türk askeri sınıra indi, Kuzey Irak gündemiyle MGK toplandı ve iş tezkereye kadar gitti.

Barzani bir yerde dursaydı, Türkiye referandum konusunda üst düzey tedbirlere başvurmak zorunda kalmazdı.
Ama ısrar devam edince Türkiye, sınırdaki bu risk karşısında gerekeni yaptı.

Erbil yönetimi Türkiye için bir öneme sahip. Ama Türkiye Erbil için olmazsa olmaz konumunda.
Arada böyle bir fark var.

Türkiye kapıyı kapatırsa zarar görebilir ama bu zararı başka yerden telafi etme şansına sahiptir.
Ancak Erbil, Türkiye kapıyı kapattığında alternatifsiz kalır, boğulur. O zaman Kuzey Irak Türkiye için bambaşka bir noktaya evrilebilir.

Barzani cephesinden son birkaç günde ısrarla yapılan “Sayın Recep Tayyip Erdoğan biz kardeşiz, bizi unutmayın, bizi kaybetmeyin, kesinlikle ilişkileri kesmek istemiyoruz” şeklindeki üst düzey isimlere ait açıklamalar gösteriyor ki, Barzani referandum meselesinin ne kadar ciddi boyutlara geldiğini ve bir adım daha atarsa o adımın sonunun karanlık olduğunun farkına vardı.

Bu saatten sonra Türkiye sözünü söyledi.
İstemeyerek de olsa bazı tedbirler devreye girebilir. Bu tedbirler Barzani’yi Erbil’de boğdurmak için değil tehlikeli ısrarından caydırmak amaçlıdır.

Yanı başımızda bir taş yerinden oynuyor, o taş yerinde kalmalıdır, yok olmamalıdır, yerine başka taş konulmamalıdır, Türkiye kıpırdatılan taşı gediğine oturtmalıdır.
Aslında Türkiye’nin referandum meselesine bakışı tam anlamıyla budur.

Söz söyleme sırası şimdi Erbil’de.

Tamam Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı olan muhabbetinizin farkındayız.
Ama bu farkındalığın içeriğinde “Türkiye olmadan ciddi sıkıntılar yaşarsınız” şeklinde bir tercüme de var.

Herkes bunun da farkında.

O halde yapılacak iş, tuzağa düşmeden, “zararın neresinden dönülürse kardır” denilerek, Bağdat’tan alacağınızı alıp, geri adım atmaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.