Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Şunu unutmayalım, şüphesiz 'bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir' diyen sömürgecilerin neden olduğu tahribatı görmezden gelemeyiz. Tek kutsalı menfaat olanları, çizdikleri yapay sınırlarla yapay sorunlar üretenleri elbette eleştireceğiz.
İKİYÜZLÜLÜKLERİ İFŞA EDECEĞİZ
Kendi vatandaşları için hak gördükleri demokrasiyi bölge halkları için lüks görenlerin ikiyüzlülüklerini de ifşa edeceğiz. Ancak bunları yaparken çok daha önemli bir noktayı gözden kaçırmamalıyız. Peki nedir bu nokta? Öz eleştiridir.
Kendimizi şöyle bir eleştiriye çekeceğiz, nefis muhasebesi yapacağız, kendimizi sigaya çekeceğiz. Onları tenkit ettiğimiz kadar kendi öz eleştirimizi yapmazsak içinde bulunduğumuz karamsar tabloyu da değiştiremeyiz.
Sorunun menşeini sadece dışarıda ararsak, böyle bir kolaycılığa düşersek inanın hiçbir yere varamayız. Doğru teşhis, doğru tedavinin de ilk adımıdır."
ÖZ GÜVENSİZ MİLLET TEKRAR TARİH YAZAMAZ
"Şunu hiçbir zaman unutmayacağız. Yıkılan inşa edilir, kaybolanın yerine yenisi konur ancak öz güvenini yitiren bir milletin tekrar tarih yazması mümkün değildir"
"Yoksulluk, kan, gözyaşı, acı asla bu toprakların, ortak coğrafyamızın değişmez kaderi değildir. Bugün yaşadığımız hadiselerin, sıkıntıların, üzerimizde dolaşan kara bulutların geleceğimizi karartmasına, bizi yeise sevk etmesine asla izin vermeyeceğiz.
Tarihimiz sadece övünç kaynağımız değil, aynı zamanda bize güç veren, ilham olması gereken çok önemli bir referanstır."
AYNI MEDENİYETİN İNSANLARIYIZ
"Ortak bir tarih yaşıyoruz. Bizler ortak bir medeniyeti, ortak bir tarihi paylaşıyoruz. Nizamiye medreseleri uzun dönem İslam medeniyetlerinin kalbi olmuştur.
Halep, varil bombalarıyla harabeye dönmüş durumda. 'Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir' diyen sömürgecilerin neden olduğu tahribatı görmezden gelemeyiz.
Ama bundan önce özeleştiri yapmalıyız. Yıkılan inşa edilir ancak özgüvenini yitiren bir milletin tekrar tarih yazması mümkün değildir. Kara bulutlara izin vermeyeceğiz. Son iki asırdaki geriye gidişin sebebi bilgi merkezlerinin el ve yer değiştirmesidir. Beyin göçü hayat damarlarımızın kurumasına yol açtı.
İSLAM DÜNYASINA ÇAĞRI
İslam dünyası Şia ve Sunnilik tehdidi altındadır. Bizim Şiilik diye bir dinimiz yok, bizim Sunnilik diye de bir dinimiz yok. Bizim bunların üzerinden İslam var. Biz böyle bir ayrımcılığın içine giremeyiz. İslam'a zarar vermeye kimsenin hakkı yoktur. Üstünlük takva iledir. Biz ölçülerimizi kaybettik.
Ölen de öldüren de Allahu Ekber diyor. Müslümanlar ne hale düştü.
Suriye'de terörist devletin başında. İslam ile alakası olmayanlar devreye giriyor. 500 bini aşkın insan öldü. Suriye'de tarih-kültür kaldı mı? Yıkanlar Suriye'yi yeniden inşa edecek mi?"
Şunu unutmayalım, şüphesiz 'bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir' diyen sömürgecilerin neden olduğu tahribatı görmezden gelemeyiz. Tek kutsalı menfaat olanları, çizdikleri yapay sınırlarla yapay sorunlar üretenleri elbette eleştireceğiz.
İKİYÜZLÜLÜKLERİ İFŞA EDECEĞİZ
Kendi vatandaşları için hak gördükleri demokrasiyi bölge halkları için lüks görenlerin ikiyüzlülüklerini de ifşa edeceğiz. Ancak bunları yaparken çok daha önemli bir noktayı gözden kaçırmamalıyız. Peki nedir bu nokta? Öz eleştiridir.
Kendimizi şöyle bir eleştiriye çekeceğiz, nefis muhasebesi yapacağız, kendimizi sigaya çekeceğiz. Onları tenkit ettiğimiz kadar kendi öz eleştirimizi yapmazsak içinde bulunduğumuz karamsar tabloyu da değiştiremeyiz.
Sorunun menşeini sadece dışarıda ararsak, böyle bir kolaycılığa düşersek inanın hiçbir yere varamayız. Doğru teşhis, doğru tedavinin de ilk adımıdır."
ÖZ GÜVENSİZ MİLLET TEKRAR TARİH YAZAMAZ
"Şunu hiçbir zaman unutmayacağız. Yıkılan inşa edilir, kaybolanın yerine yenisi konur ancak öz güvenini yitiren bir milletin tekrar tarih yazması mümkün değildir"
"Yoksulluk, kan, gözyaşı, acı asla bu toprakların, ortak coğrafyamızın değişmez kaderi değildir. Bugün yaşadığımız hadiselerin, sıkıntıların, üzerimizde dolaşan kara bulutların geleceğimizi karartmasına, bizi yeise sevk etmesine asla izin vermeyeceğiz.
Tarihimiz sadece övünç kaynağımız değil, aynı zamanda bize güç veren, ilham olması gereken çok önemli bir referanstır."
AYNI MEDENİYETİN İNSANLARIYIZ
"Ortak bir tarih yaşıyoruz. Bizler ortak bir medeniyeti, ortak bir tarihi paylaşıyoruz. Nizamiye medreseleri uzun dönem İslam medeniyetlerinin kalbi olmuştur.
Halep, varil bombalarıyla harabeye dönmüş durumda. 'Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir' diyen sömürgecilerin neden olduğu tahribatı görmezden gelemeyiz.
Ama bundan önce özeleştiri yapmalıyız. Yıkılan inşa edilir ancak özgüvenini yitiren bir milletin tekrar tarih yazması mümkün değildir. Kara bulutlara izin vermeyeceğiz. Son iki asırdaki geriye gidişin sebebi bilgi merkezlerinin el ve yer değiştirmesidir. Beyin göçü hayat damarlarımızın kurumasına yol açtı.
İSLAM DÜNYASINA ÇAĞRI
İslam dünyası Şia ve Sunnilik tehdidi altındadır. Bizim Şiilik diye bir dinimiz yok, bizim Sunnilik diye de bir dinimiz yok. Bizim bunların üzerinden İslam var. Biz böyle bir ayrımcılığın içine giremeyiz. İslam'a zarar vermeye kimsenin hakkı yoktur. Üstünlük takva iledir. Biz ölçülerimizi kaybettik.
Ölen de öldüren de Allahu Ekber diyor. Müslümanlar ne hale düştü.
Suriye'de terörist devletin başında. İslam ile alakası olmayanlar devreye giriyor. 500 bini aşkın insan öldü. Suriye'de tarih-kültür kaldı mı? Yıkanlar Suriye'yi yeniden inşa edecek mi?"
