Öne Çıkanlar ışid türkiye dünyanın en güçlü orduları abdülhamid gülse birsel

Kılıçdaroğlu CHP Grup Toplantısı'nda

CHP 36. Olağan Kurultayı'nda yeniden CHP Genel Başkanlığı'na seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, partililerden zehirlenenleri hastanede ziyaret ettiği sırada yanına gelip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayranı olduğunu söyleyen bir gençle arasında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Kurultayda bir gıda zehirlenmesi de yaşandı. Ben o akşam arkadaşlarımı ziyarete gittim. Bir genç geldi yanıma, dedi ki; 'Ben Recep Tayyip Erdoğan'ın hayranıyım. Bizim askerlerimiz Afrin'de El Bab'da şehit oluyor, 3.5 milyon Suriyeli var, onlar neden gitmiyorlar. Sen bunu neden dillendirmiyorsun. Suriyeliler birinci sınıf vatandaş'. Ben bunları dillendirdim, senin hayran olduğun Recep Tayyip Erdoğan saldırdı dedim".

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:

"Hiçbir partide olmayan, en küçük ilçeden en büyük ile kadar her aşamada seçimle gelmiş, kurultayda da genel başkanları seçimle seçilmiş bir parti, demokrasi anlayışını Türkiye tarihine yeniden yazdık. Bazen şu eleştiriler geliyor, PM'ye şu kadar başvuru olur mu diye? 488 arkadaşımız başvurmuş. Bu güzel bir şey. Bunun önü açıksa hiçbir sorunumuz yok. CHP'yi yönetenler atma ile değil, seçim ile iş başına gelirler. Dolayısıyla CHP'yi diğer partilerle de karıştırmamak gerekiyor. Bugün için bu olağanüstü şartlarda biz bir demokrasi şöleni gerçekleştirdik.

"ONUR ÜYESİ SAYIN ENİS BERBEROĞLU"

Bu kurultayın kısa açılış konuşmasında da yaptığım gibi, sayın Deniz Baykal tedavi görüyor. Bütün vatandaşların Deniz Baykal'a şifa dilekleri var. İnşallah kısa süre içinde aramızda olur. Hapiste bir milletvekili arkadaşımız var. Sayın Enis Berberoğu. Önde bir koltuğu onun için boş bıraktık. Ayrıca ilk kez, Parti Meclisi'ne bir onur üyesi seçtik. Bütün delege arkadaşlarımın oyları ile onur üyesi de sayın Enis Berberoğlu oldu.

36. Kurultay'da Türkiye'nin 5 temel sorununu gündeme getirdim. Bu sorunlardan birisi vardı, terör. Ama 4 temel sorun ağırlığını koruyor. Bu sorunların ısrarla gündemde tutulması lazım. Türkiye'nin egemen güçlerin sözleri ile dış politika oluşturması asla kabul edilemez. Cumhuriyeti egemen güçlerin isteği üzerine kurmadık. Acı ile kanla, gözyaşıyla kurduk.

"SURİYE'NİN SAHİBİ BELLİ"

Suriye'de gerçek anlamda söz sahibi olmak istiyorsak, olaylar sonlandıktan sonra gerçek anlamda aktör olmak istiyorsa, Esad'la temasa geçmeli. Suriye'nin toprak bütünlüğünü biz de onlar da savunuyorlar. Kiminle sağlayacağız. Suriye'nin sahibi belli. İleride önüne diz çökmeden bugünden arkadaşlarını görevlendir, gitsinler, temasa geçsinler. Bu hem bizim hem Suriye'nin çıkarına hizmet eder.

Biz katmadeğeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Eğitimin niteliği ve kalitesini de bu bağlamda ele almalıyız. Kim memnun? Biri desin ki ben eğitim sisteminden memnunum. Aklı başında hiçbir kişi memnun değil. İnsanlar bugün çaresizliklerini ve işsizliklerini kendilerini yakarak anlatabiliyorlar. Bir devlet düşünün, işsizliğe çözüm bulamıyorlar. Yeni işsizler ordusu yaratıyor. Bir bulaşıcı hastalık gibi bu yayılarak devam etmeye başladı.

16 Ocak'ta 8 aydır maaşı ödenmeyen bir işçi Türkiye İş Kurumu'nun önünde çıplak protesto etti. İş bulamayan bir işçi Balıkesir'de kendisini yaktı. 3 Şubat'ta Bolu'da bir kişi Erdoğan'ın posterini indirdi. 4 Şubat'ta bir kişi Sivas'ta üstüne benzini döktü kendisini yakmaya kalktı. Burada acı olan, bir kişinin kendisini yakması haber dahi olmuyor. Korkuyorlar. Haber dahi yapamıyorlar.

Köpeğin insanı ısırması haber değil derler, insanın köpeği ısırması haber derler. İş bulamadığı için bir kişi kendisini yakıyorsa bu dünyanın her yerinde haberdir. Onların istediği ne. Diktatörün istediği haberdir. Bu medyayı da günü gelecek, Batı'daki gibi özgür, bağımsız bir medyaya dönüştürmek zorundayız. Bu bizim namus borcumuz, bunu mutlaka ama mutlaka yapacağız. İşsiz olan birisi yasa dışı alana davetiye çıkarılan kişidir. Nasıl geçinecek? Eğer bir parça asgari ücrette artış olduysa o da CHP'nin söylemleri ile olmuştur. Barış bildirisi imzaladı diye üniversiteden hocaları kapının önüne koyular.

Ben merak ediyorum AYM üyeleri niye orada duruyor. Siz mahkeme değilsiniz ki, alttaki mahkeme mahkemedir. Halkın mahkemesi değilsin. Halkın mahkemesiysen o kararı uygulatırsın ya da istifa edersin."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.