Reuters'te yer alan habere göre Kuzey Kore lideri Kim Jong Un Kuzey Kore Nükleer Enstitüsü'nü ziyaret ederek üretilen ileri düzeydeki hidrojen bombasını inceledi.
Kuzey Kore'nin yaptığı füze denemeleri başta ABD olmak üzere bölge ülkelerinin tepkisini çekmiş bölgede son olarak ABD ile Japonya'nın ortak tatbikatında ABD'nin ileri teknoloji nükleer silah taşıyabilen iki savaş uçağı da görev yapmıştı.
ATOM BOMBASI İLE HİDROJEN BOMBASI ARASINDAKİ FARK
ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Hiroşima ve Nagasaki’de kullandığı ve 200 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan atom bombaları 13 ve 21 kilotonluk bir yıkım gücüne sahipti.
Sovyetler Birliği’nin 1961 yılında test ettiği hidrojen bombası “Tsar Bomba” ise 50 megatonluk bir etkiye sahipti ve ABD’nin Japonya’da kullandığı atom bombalarına kıyasla 3800 kat daha güçlüydü.
HİDROJEN BOMBASININ İKİ AŞAMALI TEPKİMESİ
“Hidrojen bombası” olarak da bilinen termonükleer bombaların çalışma prensibi, iki aşamadan meydana geliyor: Nükleer fizyon ve ardından gelen nükleer füzyon tepkimesi.
İlk patlamayı tarif etmek gerekirse, geleneksel nükleer bombalarında (atom bombası) olduğu gibi fizyon tepkimesiyle ortaya çıkan x ışınları, ikinci bir patlamaya neden oluyor. Daha sonra döteryum ve trityum hidrojen izotoplarının füzyonuyla ortaya ikinci bir patlama ortaya çıkıyor. Bu iki izotop normal şartlar altında birbirlerini iterken, ilk patlama sonucunda ortaya çıkan x ışınları, döteryum ve trityumun kaynaşarak muazzam bir gücü ortaya çıkarıp, yıkıcı termonükleer patlamalanın oluşmasını sağlıyor.
BİRİ FİZYON DİĞERİ FÜZYON
Fizyon ve Füzyon arasındaki fark ise şöyle: Nükleer fizyonda atom çekirdeği daha küçük iki element üretmek için bölünürken, çoğunlukla ortaya atomaltı parçacıkları ve enerji ortaya çıkarır. Nükleer füzyonda ise 2 ya da daha fazla atom çekirdeği bir araya gelir. Bu işlem sırasında kütlelerin bazıları büyük bir enerji haline dönüşür. Füzyon, Güneş’in ihtiyacı olan gücü sağlayan reaksiyonun sebebidir.
BİTMEYEN NÜKLEER MÜCADELE
Kuzey Kore'nin balistik füze teknolojisi geliştirmesi, BM Güvenlik Konseyi'nin 1874 sayılı kararı çerçevesinde yasak
